Burdur Barosu yönetimi ve avukatlar, meslektaşları Erdal Çam’ın öldürülmesine tepki için açıklama yaptı.
Burdur Adliyesi önünde düzenlenen açıklamaya Burdur Baro Başkan Yardımcısı Meltem Özdemir, baro yönetim kurulu üyeleri ve baroya kayıtlı avukatlar katıldı.
Özdemir, “Denizli Barosu önceki dönem başkanlarımızdan, Muğla Barosu’na kayıtlı Avukat M. Erdal Çam, altı gün önce daha evvel davasına baktığı müvekkili tarafından sadece mesleki faaliyeti nedeniyle katledildi. Avukatlar her geçen yıl daha fazla oranda öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geliyor. Bazen sözlü bazen silahlı olan; bazen müvekkilden bazen karşı taraftan kaynaklanan ve bazen yaralama bazen ölümle sonuçlanan bu saldırıların değişmeyen ortak bir yönü var; avukatların yalnızca mesleki faaliyetlerini yerine getirdikleri için bu saldırılarla karşı karşıya kalmaları ve münferitmiş gibi görülen bu saldırıların aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine dönük olması. Avukata yönelik şiddetin temelinde, avukatın mesleki faaliyetleri ve bu kapsamda, görevlerini yaparken müvekkilleriyle özdeşleştirilmeleri yahut savunma hakkının etkin kullanılması için mücadele ederken bu görevin ifasını önleme niyeti yer almaktadır” dedi.
Avukata yönelik şiddetin, toplumun genelinde gözlenen şiddet eğiliminden veya diğer profesyonel meslek mensuplarına yönelik şiddetten önemli farklılıklar içerdiğine dikkati çeken Özdemir, “Bu kapsamda özel olarak avukatlara yönelik şiddete ilişkin gerekli adımlar atılarak, önlem alınması elzemdir. Avukata saldırma pervasızlığını gösteren saldırganlar bu cüreti, mesleğin itibarsızlaştırılması çabasından ve cezasızlık politikalarından alıyorlar. İnfaz kanunlarında yapılan değişiklikler, cezasızlık politikalarını daha da derinleştiriyor. Cesaret cezasızlıktan gelmektedir. Avukata uygulanan şiddet yeterli takibata uğramamakta, özel ceza hükümleri yetersiz kalmaktadır. Bu durum ise avukatın ofisinde dövülmesine, mahkeme çıkışında kurşunlanmasına, haciz mahallinde bıçaklanmasına yol açmaktadır. Ne için peki Müvekkilinin alacağını istediği, hakkını aradığı için. Halbuki kurşunlayanın da bıçaklayanın da bir sonraki adresi yine avukatlar olmaktadır. Avukata yönelik şiddetle ciddi bir politika benimsenerek mücadele edilmediği sürece, tekil vakalarda verilen ancak infaz düzenlemeleri nedeniyle göstermelik kalan cezalarla yol alınması mümkün değildir” diye konuştu.
Avukatlar olarak mesleklerini yaparken, görevlerini ifa ederken can verdiklerini aktaran Baro Başkan Yardımcısı Meltem Özdemir, şöyle dedi. “Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz. Acil talebimiz şudur Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğü’nün 104’üncü ve 105’inci maddeleri uyarınca meclis araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM araştırma komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliği’nin Adalet Bakanlığı’na sunduğu öneriler kapsamında, gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir. Tek bir kayba daha tahammülümüz yok. 180 bin avukat olarak bizler, Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, korkmadan, onurla ve asla vazgeçmeden bu ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Meslek şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Bilinsin ki ne mesleğimizi ve meslektaşlarımızı ne de yurttaşlarımızın hakkını sahipsiz bırakmayacağız”.
Açıklamaya katılan avukatlar bir süre alkışlı protesto yaptıktan sonra dağıldı.