Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı, Şanlıurfa Milletvekili Faruk Çelik, Ankara’da bulunan Atatürk Orman Çiftliği’nde Kanal Urfa’ya çarpıcı açıklamalarda bulundu. Şanlıurfa’daki yuhalanma olayı, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın MKYK’ya girmesi, Şanlıurfaspor’un küme düşmesi ve Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna’nın merkeze alınması ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Bakan Çelik, “Şanlıurfa’yı eski Urfa’ya çevirmek istiyorlar ama buna asla izin vermeyeceğiz” dedi.
AK Parti’de kongre sürecinin başlayacağını belirten Çelik, “Kongre süreçlerinin akabinde de bakanlıkların 6 aylık geleceğe dönük yapacakları hizmetlerin bir vizyonunu tartışacağımız süreçler olacak. Daha sonra da 2019 yılının Mart ayında yapılacak yerel seçimlere hazırlık gibi önemli konular var. Aynı zamanda da bölgede çok sıcak gelişmeler yaşanıyor. Suriye’deki gelişmeler nasıl bir şekil alacak, terör örgütleri ve bölgedeki dinamik unsurların hareketleri, birliktelikleri ayrılıkları nasıl bir fatura çıkacak, bunun komşu ülke olarak bize çok ciddi yansımaları oluyor. Umuyoruz ve diliyoruz ki bölgedeki gelişmelerden en az zayiatla veya Türkiye’nin düşündüğü tarzda, Türkiye’nin planladığı tarzda politikaların egemen olduğu bir süreci de gerçekleştirirsek bu Türkiye’nin geleceği açısından oldukça önemlidir” diye ifade etti.
“AYNI YÜZLER PARTİDE YORGUNLUĞA NEDEN OLUYOR”
Bakan Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kongre ile ‘Köklü değişiklikler yapılacak’ sözünü anımsatarak, “Cumhurbaşkanımız, Teşkilat boyutunda yorulan, geride kalan, ayak uydurmada zorlanan teşkilat mensuplarının alınabileceğini, bunların değişeceğini büyük ölçüde değişime gideceklerini açık bir şekilde ifade ettiler. Değişim genelde çok sayıda teşkilatı kapsayacak. Bence de buna ihtiyaç var çünkü halk bir değişimden yana, aynı yüzler, aynı simalar gerek milletvekilliğinde gerek bakanlıkta gerekse de teşkilatlarda ister istemez yorgunluğa neden oluyor. Bunun Şanlıurfa’ya yansıması nasıl olur bilemiyorum ama mutlaka değişecek arkadaşlar vardır. Raporlar doğrultusunda nihai karar verilecektir. Bu makamlar kalıcı değil, siyasette herkes gelmiş görevini yapmış gitmiş, buraları bir mesken haline getirmek doğru değil. Bunu nöbet değişimi olarak görmek lazım. AK Parti bunları bugüne kadar iyi yönetti, bundan sonra da iyi yöneteceğine inanıyorum.
Kritik süreçler yaşadık. Bu kritik süreçler neticesinde herkesin bir teşkilat boyutuyla seceresi vardır. Kim ne ölçüde mücadele verdi, buda önemli kriterdir. Bizzat terör örgütü FETO ile mücadele, referandum seçimindeki çalışmalar önemli kriterlerdir.
TEŞKILAT BAŞARILI
Şanlıurfa teşkilatı ile ilgili bir sıkıntı görmüyorum. Şanlıurfa teşkilatı gerek 1 Kasım seçimlerinde gerekse referandum seçimlerinde çok önemli bir başarılı elde etti. Ama yönetimlerde bazı değişikliklerin olması doğaldır, yönetimde olmak istemeyen insanlar da çıkacaktır ama başarılı olarak baktığınız zaman Şanlıurfa; Türkiye’nin başarı grafiği en yüksek illerinden bir tanesidir. Terör örgütleriyle mücadele konusunda da teşkilatların bir zaafının olduğunu düşünmüyorum” diye kaydetti.
“SİYASETÇİ TEK YÜZLÜ OLMALIDIR”
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın MKYK’ya girmesini de değerlendiren Çelik, açıklamasında şunlara yer verdi;
“Şanlıurfa’dan bir arkadaşımızın MKYK’da olması bizleri memnun eder. Partimizin kademelerinde şehri temsil etmek çok önemlidir. Bakanlık, komisyon başkanlığı, MKYK üyeliği Şanlıurfa’da var, bu önemli bir gelişmedir. Maalesef bu Urfa’da yanlış değerlendirmelere neden oldu. 9 Milletvekilinin MKYK üyesi olmasını herkes ister ama olmayacağına göre bir kişinin olması önemlidir. Ben, şunun bunun olması noktasında hiç olmadım. Bir Allah’ın kulu çıkıp diyemez ki; ‘Bakan Bey, taraf tuttu, filandan yana oldu, filana da karşı çıktı’ gibi bir tane örnek gösteremez. Siyasetçi tek yüzlü olmalıdır, siyasette başarılı olmak istiyorsanız tek yüzlü olacaksınız, her şeyin hesabını vermek zorunda olacaksınız. Ben 30 yılı aşkındır siyasetteyim daha benim yüzüme şunu bizim gıyabımızda yaptın diyebilecek bir babayiğit çıkmadı. Zaten Cumhurbaşkanımız, herkesi tanıyor. Şanlıurfa’da da İbrahim Halil Yıldız kardeşimiz seçilmiştir. Milletvekili arkadaşlarımın bunu dedikodu yapmaları beni çok üzer. Cumhurbaşkanı senden benden iyi Şanlıurfa’yı biliyor. Bu durum çok ayıp bir şeydir. Bir milletvekilinin, milletvekili arkadaşını rencide edici bir tavır koyması yakışık kalmaz.
HIZMETI ANCAK TAKIM RUHUYLA VEREBİLŞRSİNİZ
Biz takım olarak bugüne kadar bir şeyler yaptık, takım ruhundan hiç ayrılmadık. Şanlıurfa’da 6. Yılımı doldurdum ilk kez bu MKYK meselesinden takım ruhunun dışında hareketler başladı. Bunun faturalarını daha sonra hep birlikte gördük, beni üzen bir şey değil; Şanlıurfa’nın geleceği açısından son derece önemli çünkü Şanlıurfa’nın en büyük eksiği takım ruhuna sahip olmamasıydı. Çünkü hizmeti ancak takım ruhuyla verebilirsiniz, bunu bozduğunuz zaman hizmet akamete uğrar. Maalesef buna bazı milletvekilleri arkadaşlarımız öncülük yaptılar, bu affedici bir şey değildir, bunun kamuoyu önünde hesabını vermeliler. Bu durum Şanlıurfa’ya yakışmıyor, Şanlıurfa bunu hak etmiyor. Şanlıurfa’nın çok hizmete ihtiyacı var, Şanlıurfa’da zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var, geçin bu dedikoduları. Hilvanlı hizmet istiyor, Siverekli hizmet istiyor, Viranşehirli hizmet istiyor, 13 ilçe hizmet istiyor. Takım olarak bunlara kafamızı yormalıyız yoksa hedefimize ulaşamayız.
“BAKANLIĞI VERMEYE HAZIRIM”
‘Yok, efendim Urfalı Bakan olsun’, buyurun gelin kim alacaksa vereyim. Böyle bir şey yazılır mı? Kim alacaksa gelsin vereyim, ben bakanlığı vermeye hazırım. Bu işler senin yazmanla mı olacak, bunun kararını Cumhurbaşkanı, Başbakan verir. Senin atacağın Tweetle, senin yazacağın yazıyla mı verilecek? Bunlar Urfa’nın ilacı değildir. Tarımda zihniyet dönüşümü yapacağız. Şanlıurfa’yı suya kavuşturmamız lazım, bunun için çaba gösteriyoruz. 1 Milyon 500 Bin dekar alanın sulanması ile ilgili kaynak temini için uğraşıyoruz. Türkiye’deki eğitim seferberliğimizi Şanlıurfa’da başlattık, çiftimiz daha bilinçli olsun diye. Şanlıurfa bir tarım şehri, bunun için Tarım Organizeyi, Besi Organizeyi ve Gıda Organizeyi oluşturmak zorundadır. Çünkü bu kadar tarım üretimini geliştiren bir şehrin ürünlerinin markaya dönüştürmemesi çok büyük bir eksiklik. Hızlı bir şekilde un fabrikalarımız, makarna fabrikalarımız, hızlı bir şekilde tarımsal yan sanayi neyse bunların kurulması gerekiyor. Yani yatırımda zihniyeti geliştirmemiz gerekiyor. Şanlıurfalı zenginlerimiz parasını ya bankada tutuyor yada gidip batı illerinde arsa, gayrimenkul alıyor. Bu varlıklı insanların Şanlıurfa’da devasa tesisler kurması gerekir. Şanlıurfa fıstığı için fabrika kuralım, Şanlıurfa fıstığını ihraç edelim, Şanlıurfa fıstığı marka olsun. Urfa’yı kurtaracak olan şeyler bu anlattıklarımdır. Mutfak kültürünü geliştirmemiz lazım. Urfa’nın mutfakta da iyi olmalıdır, mutfak deyince akla Urfa gelmelidir. Bizim hedefimiz; Urfa’nın değişim ve dönüşümüdür.
NEFSIMIZ İÇİN DEĞIL NESILLERIMIZ IÇIN VARIZ
Nefsimiz için değil neslimiz için mücadele etmek zorundayız. Neslimiz için mücadele edersek, nefsimizi bir kenara koyarsak ben inanıyorum ki; Şanlıurfa, istediğimiz noktaya gelecek.
“SAYIN VALİMİZ, ERKEN VEDA ETTI”
Çelik, Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna’nın 1 yıl bile görevini doldurmadan merkeze alınması ile ilgili de konuştu. Bakan Çelik, konuşmasında şunları kaydetti;
“Ben Sayın Valinin çok başarılı olduğuna inanıyorum. Eskişehir’den de biliyoruz, Çanakkale’yi de sorduk soruşturduk, Şanlıurfa’ya bu bilgiler çerçevesinde geldi. Bence Sayın Valimiz Şanlıurfa’da kalmalıydı. Gelen arkadaş da sevdiğimiz, bildiğimiz, bölgenin insanı. Valimizle çok uyumlu çalıştık ve başarıda da büyük katkıları olan bir devlet adamıydı. Ben Sayın Valimizin görevine çok erken veda ettiğini söylemek istiyorum. Ben bundan sonraki yaşamında Sayın Valimize başarılar diliyorum ama iyi bir dost, iyi bir devlet adamını bu vesileyle tanıdık. Kendisiyle Ankara’da da sık sık irtibatımız olacaktır.”
Vali Tuna’nın Şanlıurfa’nın sorunlarıyla dertli olduğunu vurgulayan Çelik, “Valimizle, Şanlıurfa’nın sorunlarını birlikte tespit edip çözmeye çalışıyorduk. Gayretli, çalışkan bir insandı” dedi.
“BUNUN ADI TEZGÂH”
Urfa’ya geldiğinde ‘Ankara’yı Urfa’ya taşıyacağım’ dediğini anımsatan Bakan Faruk Çelik, açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
“Allah aşkına bütün Urfalılara sesleniyorum; Şanlıurfa’ya gelmeyen im kaldı. 6 Ayda 3 kez Cumhurbaşkanı geldi. Cumhurbaşkanımızın son gelişi çok sıkışık bir programda geldi. Ben 30 yılı aşkın bir siyasetçiyim, ben kişisel kaprisleri olan bir insan değilim. Şanlıurfa’da siyasi davranışlarımla, mali ve ekonomik davranışlarımla bana bir leke sürecek işim olmuşsa çıkıp söylesinler. Bu olumsuz işte Sayın Bakanının bir gram dâhili var desinler. Ben geldiğim günden beri Urfa’nın köyüyle, mahallesiyle, kentiyle mutluluğu ve sorunlarının çözümü için mücadele etmiş bir insanım. Ben referandumdan sonra Urfalılarla olumsuz bir şey yaşamadım ki. Referandumdan sonra Urfa’ya bir kez geldim, oda 750 Milyon TL’lik yatırım içi gelmiştik ve daha sonra Veysel Bey’le (Bakan Veysel Eroğlu) dönüp geldik. Referandumda yüze 70 oy alıyoruz, hiçbir problem yok, herkese teşekkür ediyoruz. Peki, ne oldu bu 15 gün içerisinde? Bunun adı tezgâh. Havaalanlarına protokole sivil toplum kuruluşlarının başkanları da giremiyor, partinin yetkili arkadaşları giremiyor ama havaalanına birileri hak etmedikleri halde 2-3 vatandaşı alıp orada eylem yaptırıyor. Cumhurbaşkanımızın korumaları neredeyse AK Parti İl Başkanını bile almayacak kadar inceleme yapıyorlar ama özellikle sıralamaya sözde 2-3 tane çiftçi adam getirilmiş, gasp ettikleri arazinin hakkını aradıkları için bizi Cumhurbaşkanına şikâyet ediyorlar. Benim yaptığım bir şey yok, ben kanunlar çerçevesinde acaba bu çiftçileri nasıl mağdur etmeyelim diye bunlarla görüşmüş bir bakanım.
“EY ZAVALLI SENDEN ÖNCE BEN GİTMEK İSTİYORUM”
Onlar oraya kim tarafından getirildi? Ceylanpınar’a gittik o 20-30 kişiyi kim organize etti, bunun bulunması çok zor bir şey mi? 30 yıldır siyasetteyim kimin parmağının olduğunu biliyorum. Ne diye organize ediyorsunuz? Daha sonra Harran’a geldik, orada da 80-100 kişilik bir grup ayarlanmış oraya oturtulmuş, bağırıyorlar. Onları çağırıp ‘Derdiniz ne diye soracaktım’ ama devletimizin Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, devletin bütün yetkilileri orada olduğu için çağırmadım. Dertleri neydi? Bakan Faruk Çelik’in Şanlıurfa’da itibarı var, Sayın Cumhurbaşkanım görün, bizde itibarı falan yok, al başımızdan falan demek istiyorlar. Ey zavallı senden önce ben gitmek istiyorum. 2015 yılında ben aday da değildim. O gün oraya gelip beni protesto edenlerin köylerinde beni arıyorlar, ‘Köyümüzün sorunları var’ diye. Harran Akçakale Bölgesinde bu işi kimin tezgâhladığını biliyorum. Ceylanpınar’da, havaalanında bu işin nasıl tezgâhlandığını biliyorum. Bunlar kim? Milletvekili olmak isteyip olamayanlardır. Gelecekte partide kendisine yer edinmek için, geleceğe dönük hesap yapan arkadaşlar. O 20-30 kişiyi Urfa’ya mal etmek de doğru değildir. Devlet, Harran ve Şanlıurfa’ya teşekküre geliyor. Harran ve Akçakale, devlete orada hoş geldin diyemiyor.
DERTLERI ESKI URFAYA DÖNMEK
Bu zihniyet meselesi işte, bu zihniyet meselesinden çıkmadığınız sürece maddi olarak saraylarda, bir yerlerde olmanız hiçbir şeyi
değiştirmez. 6 yıllık ömrünü, sağlığını da dâhil Şanlıurfa için harcamış olan bir Bakan hedef olarak gösteriliyor. Bununla elde edeceğiniz bir şey yok. Bunların hedefi Eski Urfa’ya dönmek. Eski Urfa’da ‘Ben Deli Dumrul’um, otururum haracımı keserim, herkes de kul köle olur’. anlayışına Urfa’yı döndürmek.
“TEZGAHLAYANLAR ETIKETI OLUP AHLAKI OLMAYANLAR
Bu 100-150 kişilik grubu 2 Milyonluk Urfa ile özdeşleştirmek haksızlık olur. Tezgâhı kuranlar etiketi olup ahlakı olmayanlardır. Pantolon giyiyorlarsa çıkıp adam gibi siyaseti yapsınlar, desinler ki; Sayın Bakanım Urfa’da bunu yapıyorsunuz.’ Eğer bunu demiyorsanız o zaman etek giyin gezin, neden pantolon giyiyorsunuz. Adam gibi çıkıp deyin; AK Parti’den benim bu hedefim var. Biz Şanlıurfa’da teröristler geçit vermedik, böyle bir avuç zavallıya da geçit vermememiz lazım. Yanlış bir yerde, yanlış bir zamanda çok yanlış bir iş yaptılar. Kendilerini çok açığa düşürecek yanlış yaptılar. Adam olup çıkar der; Ben bu işteydim, yanlış yaptım, özür dilerim yada adam olan çıkar der; Ben yaptım, bu sebepten dolayı yaptım.
“ESERLERİMİZİ ALKIŞLAYIN”
Benim Urfa’da aşiretim yok, benim özel taraftarlarım yok. Hiç de özel taraftarla arkamda alkışlayacak bir grup oluşturma gayesinde olmadım. Gelin beni alkışlayın kimseye demedim. Benim hizmetlerimi alkışlayın Haleplibahçe’yi alkışlayın, Organize Sanayi Bölgesini alkışlayın, hastaneleri alkışlayın, yolları alkışlayın, okulları alkışlayın, eserlerimiz çok. Bunlarda Bakanımız ve milletvekillerinin emeği var, Allah razı olsun deyin yeter.
“İSTENMEDİĞİM BİR YERDE DURMAM”
Ben Şanlıurfalılar istediği sürece hizmetimi yine yaparım. Ama ben istenmediğim bir yerde hiçbir zaman olmadım. Ben hedefi belli, eski Urfa’ya dönmek isteyen, kendi menfaatleri için, nefsi için çalışanların geçmişte Urfa’ya çok zarar verdiklerini ifade edeyim. Bundan Urfa’yı çıkarma mücadelesi veriyorum, bunu arkadaşlarımla beraber el birliğiyle başarırsak çok güzel, başaramasak artık Allah’tan hayırlısı diyeceğiz.
“GALİBİYETİ KENDİLERİNE, MAĞLUBİYETİ BİZE VERİYORLAR”
Bakan Faruk Çelik, Şanlıurfaspor ile ilgili de yönetimi eleştirdi. Yönetimin yanlış transferler yaptığını belirten Çelik, “Galibiyeti kendilerine, mağlubiyeti bize veriyorlar” diyerek kendisine yönelik yapılan eleştirilere cevap verdi. İşte Çelik’in Urfaspor ile ilgili sözleri…
“Biz Şanlıurfaspor’a geldiğimiz günden beri desteği verdik. Urfaspor, 2. Lig’deydi, 1. Lig’e çıktı. Dün yönetime karışmadık, bugün de karışmadık. Yeni yönetim seçildi, kimdir bilmiyorum, bize sormadılar. Siyasette olduğu gibi çok rastgele değerlendirmeler yapılıyor. Sanki biz işimizi gücümüzü bırakmışız Urfaspor’la uğraşıyoruz. Şanlıurfaspor önemli bir markadır, Şanlıurfa gençliği önemlidir, herkes spora büyük önem vermelidir, Şanlıurfa gençliğinin sporda değerlendirilmesini tavsiye ederiz ve destekleriz. Bunun dışında bizim Şanlıurfaspor’un nasıl yönetileceği, nasıl borçlanacağı, nasıl kadro kuracağı, nasıl teknik direktör alacağı bizim konumuz değil. Geçen dönemlerde yaptıklarımızın karşısında arkadaşlarımız bizden ne istediler; Bakan Bey elini çeksin diyenler oldu, tamam çekiyorum, yardım etmeyi düşünmüyorum. Kırgın değilim. Bu densiz insanların yüzünden eğer Şanlıurfa meselelerine baksanız hiçbir hizmet yapamazsanız. Bunların sayıları belli 3-5 kişidir. Şanlıurfaspor’la bizim ilgimiz olmasın. Ancak arkadaşlar da, bizim yanımıza gelmek zorunda kalırlarsa kamuoyuna izah etsinler; ‘Biz Bakan Beyin yanına gittik, bize yardımcı oldu’ desinler. Biz tesis yaptık, Urfaspor’u 1. Lig’e çıkardık, keşke Süper Lig’e de çıksalardı, biz mi durdurduk. Niye o kadar abuk sabuk futbolcuyu aldılar. 1. Lig’de 3 maç oynayan 1.6 Milyon TL’ye futbolcu mu olur? Bu futbolcu nasıl alındı? Boluspor engeli aşılmasaydı, Urfaspor’a transfer yasağı gelecekti ve takımda oyuncu olmayacaktı, kümeye gidecekti. Yine biz çözdük, hadi bu konulanlar onu çözseydi. Vali Bey bile bu kısa sürede Urfaspor’a büyük destekler verdi. Ya bizim kapımıza hiç gelmeyin, bizim adımızı anmayın, eğer anıyorsanız da kamuoyuna çıkın ‘Bu desteği aldık’ deyin. Galibiyet de, başarı da sizin olsun, bize lazım değil. 2. Lig’den 1. Lig’e çıktığımızda başarı elde etmişiz bize göstermediler, başarı elde ettik dediler ki bu başarı bizim, tamam sizin olsun. Galibiyeti kendilerine, mağlubiyeti bize veriyorlar.”
