Burdur’un Gölhisar İlçesi’ndeki Kibyra Antik Kentinin kazı başkanı Yrd. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, Kibyra Antik Kentindeki mezarların korunması için Antik Dönemde özel kanunlar olduğunu belirtti.
Kibyra Antik Kentinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi adına kazı çalışmalarını 2006 yılından bu yana yürüten heyetin başkanı Yrd. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, Kibyra Antik kentinde bulunan mezar yapılarının korunması için Antik dönemde bile özel kanunların olduğunu söyledi.
Antik dönemde iki tür gömü geleneği olduğunu kaydeden Özüdoğru “Birincisi inhumasyon yani ceset gömü, ikincisi ise kremasyon yani cesedin yakılarak gömülmesidir. Kibyra’da bu iki geleneği de görüyoruz. Büyük İskender Döneminden başlayarak Roma dönemine kadar yakarak (kremasyon) gömme daha yaygın görülmekteydi, Roma döneminden sonra ise inhumasyon (ceset) gömü daha yaygınlaşmıştır. Hristiyanlıkla birlikte M.S. 4’üncü yüzyıldan sonra tamamen ceset gömü karşımıza çıkıyor.” Dedi.
Özüdoğru şunları söyledi; “Antik Dönemde bugün ki gibi semavi dinler gibi bir öte dünya inancı var. Bu nedenle mezarlar önemseniyor ve bir nevi ölen bireyin öteki dünyada ki evi gibi hazırlanıyordu. Bu düşünceden dolayı Antik mezarlarda yeme içme kapları, giysiler, takılar ve çeşitli metal objeler sıkça karşımıza çıkmakta. Bu mezarlık alanlarında bulunanlar büyük oranda Bizans Dönemi soygunlarından sonra bugüne kalanlar. Kibyra’da mezarlara yönelik soygunların ve tahribatların Roma Döneminde başladığını ama özellikle Bizans Döneminde yoğunlaştığını bilmekteyiz. Roma Dönemi mezar yazıtlarında mezarları izinsiz olarak kullanan veya zarar verenlerin ceza olarak kent meclisine oldukça yüksek miktarlarda para ödemek zorunda olduklarından bahsetmektedir. Bu yazıtlar bize Antik Dönemde mezarlık alanlarının korunması için özel kanunlar olduğu gösteriyor. O dönemde herkes istediği gibi gelip bir mezarı kullanamıyor veya tahrip edemiyordu. Hristiyanlıkla birlikte ölü gömme adetleri değişiyor ve bununla beraber mezarlık alanına yönelik kanunlarda değişiyor. Özellikle M.S. 5’inci ve 6’ıncı Yüzyılda Roma İmparatorluk Dönemi veya öncesine ait mezarlarda soygunların başladığını söyleyebiliriz. Tabi ki bu soygunlar günümüze kadar devam etmiştir. Örneğin 2010 yılında yapılan kazı çalışmaları sırasında, tahribata uğramamış bir mezar yapısı ile karşılaşılmıştır, bu mezarın içinde bulunan iskeletlerden birinin üzerinde günümüzden yaklaşık 2000 yıl öncesine ait beyin ameliyatı (trepanasyon) yapıldığı tespit edilmiş olup, bu hem tıp bilimi hem de arkeoloji için önemli ve heyecan verici bir keşif olmuştur.”